GENÇ YAZARIMIZIN İLK ESERİ
BİR KAMP FACİASI
1. Bölüm
Merhaba ben Zeynep, çok yakın olduğum üç arkadaşım var: Toprak, Sinan ve Burak. Onlarla pikniğe gitmeye karar verdik. Ben yemekleri hazırlayacaktım, Toprak içecekleri hazırlayacaktı, Sinan da çatal, kaşık ve bardak; Burak ise örtü ve çadır getirecekti. Orada kalmayı planlıyorduk.
Bir saat sonra…
Herkes toplanmıştı. Ben üstüme şort, tişört giymiş, başıma da şapka takmıştım. Toprak bir gömlek ve salaş eşofman giymişti. Sinan aynı benim gibi giyinmişti. Burak ise genişçe bir kot pantolon ve tişört giymişti.
Uzun bir yolculuktan sonra kamp yerindeyiz. Kamp yeri diye belirlediğimiz yer, ormanın ortasında bir gölün kenarıydı. Toprak ve Sinan çadırı kurmaya başladılar. Burak yerden küçük dal parçaları topluyordu. Ben ise yemekleri sofraya koyuyordum.
Sinan:
“ Zeynep, yemekleri hazırladın mı?” diye sordu.
“Hazırladım.” dedim.
Herkes sofranın etrafında oturmuştu. Artık hava yavaş yavaş kararıyordu. Saat beş altı civarıydı. Gölden bir ses geldi. Ben korkuyla irkildim. Gölün suyu taşıyordu. Bu normal değildi. Hava birden karardı. Ben çok korkmaya başladım. Orman çok sık olduğu için yirmi metre ötemizi bile göremiyorduk. Toprak bir anda “Hadi toplanın, gidiyoruz!” dedi. Biz hızlıca toplandık ve eve doğru yola çıktık. Bir süre yürüdükten sonra “Sanırım kaybolduk!” dedi Burak alaylı bir şekilde. “Bu ağaçları daha önce gördüğümü hatırlıyorum.” dedi Sinan yürürken. Yere her bastığımda çatırdayan dal parçalarının sesiyle irkiliyordum. Arkamdan bir ses geldi.
2. Bölüm
Hepimiz aynı anda arkamıza döndük ama döndüğümüz yerde kimse yoktu. Adımımı atmakla sarmaşığın ayağıma dolanması bir oldu. Canımın acısıyla inledim. “Ne oldu, iyi misin?” diye sordu Toprak. “Ayağımm!” dedim acıyla kıvranarak. Burak ve Sinan bana doğru eğildiler, sarmaşıkları çözmeye çalışıyorlardı. Toprak çantasından bıçak çıkarıp sarmaşıkları kesti.
“Çabuk olun, gidelim buradan!” dedi Toprak. Biz koşmaya başladık. Hava iyice kararmıştı artık, gökyüzünde bir tane bile yıldız yoktu. Burak aniden: “ Çocuklar ben çok sıkıştım, daha fazla tutamayacağım.” dedi. “Şimdi mi gelir ya!” dedi Sinan. “ Çabuk ol, git şu ağacın arkasına yapıp gel.” Burak hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Hava buz kesiyordu. Burak’ın olduğu yerden bir çığlık sesi geldi. Bu Burak’ın sesiydi. Biz sesin geldiği tarafa doğru koştuk ama kimse yoktu.
-Burak!
-Burak!
-Buraaak! dedik aynı anda.
-Zeynep sen şuraya bak, dedi Sinan. Ben Sinan’ın gösterdiği yöne doğru koşmaya başladım. Sanırım Toprakları kaybetmiştim. Bağırmaya başladım, korkudan her yerim titriyordu. “Topraaak” dedim ama yine hiçbir ses gelmedi karşıdan.
3.Bölüm
(Toprak’ın anlatımıyla )
“Zeynep!” diye bağırdım ama ses gelmedi. Burak sadece böcek gördüğü için bağırmıştı. Hepimiz Zeynep’i aramaya başladık. “ZEYNEEEP!” dedim tekrardan. Uzaktan bir bağırma sesi geldi. Biz o tarafa doğru koşmaya başladık.
( Zeynep’in anlatımıyla)
Ayak sesleri geliyordu, ben korkudan gözlerimi kapattım. Bir el hissettim omuzlarımda. İrkilerek yere düştüm. Bu elin sahibi Toprak’tı, bana telaşla bakıyordu Toprak. “ İyi misin?” diye sordu yüzüme endişeyle bakarken. Nefes nefese “ İyi değilim, çok korktum.” dedim. Sinan ve Toprak yerden kalkmama yardım etti. Başım biraz dönüyordu. Biz hızlı adımlarla yürümeye başladık. Yürürken yerde kırmızı bir yazı fark ettim. “ Hey çocuklar, şuna bakın!” “dedim elimle yerdeki yazıyı göstererek. “ ‘KAÇ’ yazıyor” dedi Toprak. Biz kaçmaya başladık. Sanırım saat 7-8 civarıydı ama hava çok karanlıktı; ayrıca yağmur yağmaya başlamıştı. “Yaz vakti yağmur mu?” dedi Sinan şüpheci bir bakış atarken. Kalbim sıkışıyordu. Biz bir yola çıktık. Yolun kenarında siyah bir araba duruyordu. Arabanın içinden bir adam bize el salladı. “Sanırım kaybolmuşsunuz.” dedi. Ben tereddütle “Evet.” dedim.
“Gelin, sizi evinize bırakayım.” dedi. Bunu yapmamamız gerekiyordu ama istemeyerek de olsa arabaya binmek zorunda kaldık. Her şey normal gidiyordu ta ki şoför bana vurana kadar.
4. Bölüm(Final)
Çok fazla kan kaybediyordum. Gözüm karardığı için hiçbir şey göremiyordum. Bilimcim de iyice kapanıyordu.
4-5 saat sonra…
Bir hastane odasındaydım. Başucumda Toprak, ayakucumda Sinan, yan koltukta da Burak duruyordu. Ben kısık bir sesle “Ne oldu bana?” dedim. Toprak, “ Vuruldun ve sonra da bilincin kapandı.” “Biz nasıl kurtulduk ve beni nasıl getirdiniz ?” dedim. “ O sana yumruk atınca ben de ona yumruk attım ve adam bayıldı. Sonra şoför koltuğuna geçtim. Yakınlarda bir hastane vardı, seni oraya getirdik.
Burak telaşla;
“Korkuttun bizi be Zeynep.” dedi. Yatakta yavaş yavaş doğruldum, acı çekiyordum ama hak etmiştim. “Korkma.” dedi Toprak. Midem bulanıyordu, canım acıyordu. Bir yabancının arabasına binmemeliydim. “Özür dilerim.” dedim. Toprak ardından, “ Neden?” diye sordu. “O arabaya binmemeliydim.” “Böyle olacağını bilmiyordun, zor durumda kalmasaydık binmezdik, kendini suçlama öyle.” dedi.
Bir yıl sonra…
Muhtemelen ne olduğunu merak ediyorsunuzdur. O adamdan şikayetçi olduk, tutuklandı. Ben de kısa sürede iyileştim. Toprak, Burak, Sinan ve ben bu sene de beraberdik. O gün şunu anladım: Kimseye güvenmemeyi, herkesi kendim gibi sanmamayı öğrendim. Siz siz olun asla bir yabancının arabasına binmeyin. Sonuçta ne olacağını bilemezsiniz.
SON…
(Tekrardan görüşmek üzere, hoşça kalın!)
Cansu Kutlu ÖZDEMİR
6/A
Adres:
EFELER MAH. 1366 SK. SİTESİ MAHİR ÖZGÜR DAMAR İLKOKULU BLOK NO 2 DİDİM / AYDIN
Telefon
(256)8257707